Son Yazılar

Açık Kapı

Almanya’da “açık kapı” günleri oluyor. Yani o gün, okullardan, kiliselerden, çeşitli kurum ve kuruluşlardan camiye geliyorlar. Ziyaret ediyorlar, bilgi alıyorlar ve birde resim çektirip gidiyorlar. Eğer daha önceden haber verilmişse ikramlarda oluyor. Bizde kutlu doğum için gittiğimiz Köln’de Dom Kilisesini gezdik. Bol bol resim çektirdik. Camilerimize gelmeleri ziyaret etmeleri, bilgi almaları çok güzel bir şey. İslam ilk günden itibaren şeffaf …

Devam oku

Rızk

Rızk Allah’tandır. Ne kadar çalışırsan çalış, takdirin önüne geçemezsin. Allah rızkı dilediğine yayarda yayar. Yani dilediğine dilediği kadar çok verir. Dilediğinden de kısar. Yani az verir. Ölçülü verir. Kul helal dairesinde kaldığı müddetce, iktisat ettiği takdirde fakir olmaz. Zenginlik farklı, kifayetli rızık farklıdır. Biz namazlardan sonra yaptığımız duaların bir bölümünde “kifayetli rızk” isteriz. Bana öyle bir rızk ver ki, isyan …

Devam oku

Şeytan

“Ey inananlar şeytana ayak uydurmayın. Kim şeytanın ardına takılırsa, bilsinki, o, hayasızlığı ve fenalığı emreder. Allah’ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı, hiçbiriniz ebediyen temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini temize çıkarır. Allah işitir ve bilir.” (Nur suresi 21) Demek ki şeytanın adımlarını takip etmeyeceğiz. Şeytan kızgın ateşten yaratılmış ve insana vesvese verebilen, yoldan çıkarabilen, günahlar işletebilen sinsi bir yaratıktır. Şeytanın hilelerinden …

Devam oku

İmtihan

Hiçret emri gelince Mekkeden Medineye bütün müslümanlar birer ikişer gece gündüz göç etmeye başladılar. Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenler ve hiçret edenler övüldü, cennetler müjdelendi. Hiçret etmeyenler yerildi. Hatta islamla bağlarının kopuk olduğu bildirildi, son günlere kadar deve sırtına bağlananarak gelenler oldu. Mekke feth edildikten sonra hiçret bitmiştir. Hiçretin amacı neydi? Küfür diyarından, İslam diyarına göçmekti. Medine’de güçlü bir …

Devam oku

Hastalık

Ihtiyar, felçli bir nineydi. Hasta olduğu için sık sık ziyaretcileri gelirdi. Köyün ileri gelenlerinden birisinin hanımıydı. Yaşı altmış beş civarlarında vardı. Hastahanede tam kırk altı gün yattı. Bunun yarısı yoğun bakım olmak üzere. Sonra taburcu oldu. Fakat konuşamıyor, ihtiyaçlarını söyliyemiyordu. Evlatları vardı, çok iyi bakıyorlardı. Sanki yeni doğmuş bebek gibi temiz tutuyorlardı. O da, bunu bilmesede memnun oluyordu. O’nun iç …

Devam oku